Uçakla ulaşımın en güvenilir yol olduğunu biliyoruz ancak bazen öyle ufak hatalar uçakların düşüşüne neden oluyor ki insan hayret ediyor. İşte havacılık tarihinin hayret verici o kazaları… ?
7. Boeing 747
23 Haziran 1985’te sabahın erken saatlerinde, Hindistan Hava Yolları Uçağı Boeing 747, Hindistan’ın Başkenti Yeni Delhi’ye gitmek üzere Kanada’dan yola çıkıyor. Rotasını önce Londra’ya çeviren uçağın kısa süre sonra sinyali Hava Trafik Kontrolü’nün ekranından kayboluyor. Ardından bölgedeki birçok gemi arama çalışmalarına başlıyor. Ne yazık ki arama gemileri, uçağın kaybolmasından iki saat sonra Atlas Okyanusu açıklarında uçağın enkazına ulaşıyor. Mürettabat dahil 329 kişinin bulunduğu uçaktan kurtulan olmuyor.
İlk belirlemelere göre; yolcuların uçak suya çakılmadan çok önce uçağın dışına fırladığı tespit ediliyor.
Uçağın kara kutusundaki ses kayıtları incelendiğinde, kokpitte herhangi bir sorunla ilgili konuşmaya rastlanmıyor ancak her iki ses kaydı da saat 08.04 de kesiliyor. Hiçbir bulgu elde edilememesi, mürettebatın müdahalesine olanak vermeyecek büyüklükte bir şey olduğu anlamına geliyor. Yolcu listesini incelediklerinde, bir yolcunun check in yaptırıp uçağa binmediğini fark ediyorlar. Bu kişi bagaj tesliminde, Toronto’ya bileti olmasına rağmen bavulunun Yeni Delhi’ye aktarılmasını istiyor. Bavul dedektörle aranmasına rağmen görevliler dedektörün çıkardığı sesten şüphelenmiyor. Bomba dolu bavul, uçağın bagaj odasına konuyor. Uçak Atlas Okyanusu’nun üzerinde süzülürken bir anda uçağın gövdesi patlamanın etkisiyle paramparça oluyor. Uçağın içinde oluşan hava basıncı ise yolcuları yerlerinden sökerek dışarıya fırlatıyor. Uçak ise ölümcül derecede hasar alıyor…
6. Boeing 757
2 Ekim 1996 Lima Peru Aeroperu 603 sefer sayılı uçak, Santiago Şili’ye gitmek üzere havalanıyor. Uçak; Boeing 757 tipi, gelişmiş bir jet. 61 yolcu ve 9 mürettebat taşıyan uçakta, kalkıştan birkaç dakika sonra bir şeyler ters gitmeye başlıyor. Uçağın yerden ne kadar yüksekte olduğunu gösteren altimetre takılıyor. Uçak havada olmasına rağmen yüksekliği ‘0’ gösteriyor. Hemen ardından hız göstergesi devre dışı kalıyor. Gece deniz üzerinde hiçbir yön göstergesi olmadan kör uçuş yapan pilotlar iniş yapmaya karar veriyorlar ve kule görevlilerine uçağın yüksekliğini soruyorlar. Kule görevlileri uçağın yüksekliğinin 7.000 fit olduğunu söylüyor ancak bir anda uçağın kanadı yere değiyor ve uçak denize çakılıyor. 603 numaralı uçuştan geriye ne yazık ki hayatta kalan olmuyor.
Uçaktaki bilgisayar sisteminin neden bozulduğunu araştırmaya başlayan ekip, çok ilginç bir veriye ulaşıyor.
757’de de bulunan static ve port adı verilen tüpler, hızı ve yüksekliği ölçerek, aldıkları bilgileri uçağın bilgisayar sistemine aktaran küçük dış alıcılardır. Uçağın bu alıcılarının bir bant tabakasıyla kaplandığı anlaşılıyor. Lima Hava Alanındaki bakım ekibine yöneliyorlar. Bakım işçileri jeti temizlerken, işçilerden biri statikler zarar görmesin diye onları bantlıyor ancak temizlikten sonra bantları çıkarmayı unutuyor. Bu bantlar yüzünden kuledeki görevliler uçağın yüksekliğini ve hızını yanlış görüyorlar. Böylelikle ufacık bir hata trajik sonuçlara neden oluyor…
5. Boeing 737
1 Şubat 1991’de US air 1493 nolu uçak Los Angles Hava Alanına doğru yol alıyor. Kule uçağa hızlıca alçalmasını, güney yönünde çok fazla hava trafiği olacağını söylüyor. Hemen ardından Kaptan Pilot alçalmaya başlıyor. Kaptan iniş izni için kuleden izin istiyor ancak cevap alamıyor. Ardından bir dakika içinde tekrar kuleyle bağlantı kurmaya çalışıyor. İniş ve kalkıştan sorumlu kule görevlisi diğer uçaklara odaklanmış durumda olduğu için çağrıyı duymuyor. Sonunda beklenen iniş izni veriliyor ancak 1493 yere iniş yaptığı sırada infilak ederek alevler içinde Los Angles hava alanına çarpıyor. Acil durum araçları derhal devreye giriyor ancak uçağın kabini zehirli dumanla doluyor ve yolcuların bir kısmı uçakta mahsur kalıyor.
Hayatta kalanları arama çalışması sürerken itfaiye ekipleri hayret verici bir şeyle karşılaşıyorlar.
Enkazın arasında bir pervane bulunuyor. Ve enkazda iki uçak olduğunu fark ediyorlar. Skywest 5569 nolu uçağında aynı pistte olduğu tespit ediliyor. Skywest 5569’daki 12 kişi hayatını kaybediyor. Büyük uçakta ise 20 kişi ölüyor, 2 kişi ölümcül hasar alıyor. Yardımcı pilot kurtuluyor ancak asıl pilot hayatını kaybediyor. Kuledeki görevli yoğunluk sebebiyle Skywest 5569’a iniş izni verdikten sonra bunu unutuyor ve US air 1493’e de iniş izni veriyor. Görevlinin kısa süreli dalgınlığı bir sürü insanın ölümüne sebep oluyor.
4. McDonnell Douglas DC-9
4 Nisan 1977’de Southern Airways 242 sefer sayılı uçak, 81 yolcuyla beraber Atlanta’ya gitmek üzere 3.45’te havalanıyor. 81 yolcunun çoğunluğunu yakın üslerden gelen ordu mensupları oluşturuyor. Bir jet uçağı olan DC-9, yoğun yağış altında yoluna devam ederken bir anda kasırga başlıyor. Uçağın her iki tarafı da yoğun dolu yağışıyla sarsılıyor. Beyzbol topu büyüklüğündeki bu dolu parçaları, uçağın ön camlarını çatlatıp tahrip ediyor. Uçağın elektrik gücü azalmaya başlıyor ve yoğun sisten ekranda ufuk çizgisi görünmüyor. Beyzbol topu büyüklüğündeki bu dolu taneleri uçağın motoruna da zarar vermeye başlıyor ve sol motor tamamen duruyor.
Az sonra sağ motorda duruyor ve uçak havada süzülmeye başlıyor.
Motorları havada duran 242, hızla gökyüzünden düşmeye başlıyor. Uçak iki dakika kadar elektriksiz kaldıktan sonra yedek güç birimi devreye giriyor. Uçak deneyimli pilotu sayesinde fırtınadan çıkarak parlak bir gökyüzüne ulaşmayı başarıyor ancak çok fazla irtifa kaybeden uçağın en yakın havaalanına inip inemeyeceği bilinmiyor. Pilotlar sonunda uçağı otobana indirmeye karar veriyor. Pilotlar uçağı yola indirmeyi başarmış olsalar da uçağın tekerlekleri yere değdikten kısa bir süre sonra uçak New Hope Kenti’ne çarpıyor. Yanan enkazdan kaçıp kurtulabilen insanlar olsa da bu trajik kazada 72 kişi hayatını kaybediyor.
3. Boeing 737
3 Mart 1991 saat 9.40’da United Airlines 585 sefer sayılı uçak Colorado Springs’e inmek için alçalıyor. Uçuş sırasında birçok kez türbülansa giren uçak alçalma sırasında daha fazla sarsılmaya başlıyor. Uçak havaalanından da görülmeye başlıyor ancak bir anda 737 kontrolden çıkıyor. Bir anda havada dönmeye başlayan uçak, havaalanına 3 km kala tepe üstü çakılıyor. 37 tonluk 737’den geriye neredeyse hiçbir şey kalmıyor. Ne yazık ki kurtulan olmuyor. Uçaktaki 20 yolcu ve mürettebatın tamamı hayatını kaybediyor.
Araştırmacılar bu trajik kazanın ardından, kazanın pilotaj hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığını araştırmaya başlıyorlar.
Ulusal Hava Kurumu uçakla ilgili zahmetli bir incelemeye başlıyor. Uçağın uçuş kontrolleri ile ilgili feci bir durum yaşadığını düşünüyorlar. Müfettişler uçağın arkasındaki dümenin uçağın ani dönüşüne bir etkisi olabileceğini düşünüyor. Müfettişler araştırmaları sonucunda, uçağın dümenini kontrol eden valf adı verilen sistemin şıkıştığını ve bu sıkışıklığın uçağın düşmesine neden olduğunu keşfediyorlar. Ufacık bir sıkışıklık, onlarca kişinin hayatına mal oluyor.
2. Boeing 737
14 Ağustos 2005 günü Helios’a ait Boeing-737 tipi yolcu uçağı, Prag için havalanıyor. Atina’da dağlık bir bölgeye düşen uçakta 115 yolcu ile 6 mürettebat ne yazık ki ölüyor. Uçağın düşüş nedeni araştırıldığında ortaya oldukça vahim sonuçlar çıkıyor. Yer hizmetleri mühendisleri uçak yerdeyken uçağın basıncını kontrol etmek için ALTN anahtarını manuel‘e getirip uçakta herhangi bir basınç kaybı var mı diye kontrol ediyor. Ardından anahtarı eski haline getirmeyi unutuyorlar. Pilotlar saatler sonra kokpite geldiklerinde anahtarın manuelde olduğunu fark etmiyorlar. Uçak havalandıktan kısa bir süre sonra atmosfer incelmeye başlıyor ve oksijen maskeleri düşüyor. Bu tip durumlarda uçağın hemen alçalmaya geçmesi gerekirken uçak tırmanmaya devam ediyor.
Ardından pilotlar bilinç kaybı yaşayıp hipoksiye giriyorlar.
Uçağın içinde bulunan deneyimli kabin personeli Prodromu pilotlarla telefon ile bağlantıya geçmeye çalışıyor ancak başarılı olamıyor. Boeing 737 tipi uçaklarda kalan son oksijen, düşen oksijen maskelerinde olduğu için diğer yolcuların maskelerini alarak ilerlemeye çalışıyor. Yunanistan, kendisine doğru gelen uçağa karşı, bunun bir terör saldırısı olabileceğini düşünerek Yunan jetlerini yolluyor. Yunan jetleri uçağın çağrılara yanıt vermediğini anlayınca yakın temasa geçip uçak ile bağlantı kurmaya çalışıyor ama yanıt alamıyor. Prodromu hipoksi ile mücadele ederken bir yandan da uçağı kurtarmaya çalışıyor. Uçağı kullanmayı başarsa bile artık çok geç oluyor çünkü uçak havada fazla kalıyor ve yakıtı tükeniyor. Ne yazık ki uçaktan kurtulan olmuyor.
1. Boeing 747
Gelelim gelmiş geçmiş en ölümcül uçak kazasına… 27 Mart 1977’de, Kanarya Adaları’nın en büyüğü olan Tenerife Adası insanlık tarihinin en ölümcül havacılık kazasına ev sahipliği yapıyor. KLM’ye ait Boeing 747-206B tipi bir yolcu uçağı Pan American World Boeing 747-121 tipi uçağa çarpıyor. Dünya tarihinin en büyük uçak kazasında tam 583 kişi hayatını kaybediyor. Bu kazayı bu kadar trajik yapan ise yalnızca ölen insanların sayısı olmuyor. KLM uçağının Kaptan Pilotu Van Zanten’in yapmış olduğu büyük hata onlarca insanın hayatına mal oluyor.
Kaptan Pilot Van Zanten kalkış izni aldığından emin olmadan pistte hızlanmak gibi ölümcül bir hata yapıyor.
Sisli bir pazar günü Tenerife Adası’nın en büyük şehri Santa Cruz de Tenerife’deki Los Rodeos Havalimanı oldukça yoğun bir gün geçiriyor. Zaten yoğun olan havaalanında bulutların etkisiyle göz gözü görmüyor. KLM’nin pilotu Van Zanten, yakıt almaya karar veriyor. Pan Am uçağı ise KLM’nin arkasında beklemeye devam ediyor. KLM’nin kuleden aldığı talimatla havalimanının sahip olduğu tek pistte önlü arkalı taksi yapmaya başlıyorlar. Kuleden gelen talimatlara göre önde olan KLM pist başına gelip 180 derecelik bir dönüş yapacak ve kalkış konumuna geçecekti. Bu sırada arkasındaki Pan Am uçağı da C3 taksi yolunu kullanarak pisti terk edecekti. Ancak bu pist dönmek için oldukça dardı ve Pan Am C4’e yöneldi. İki uçağın pilotu da kuleyle irtibatta sorun yaşıyordu. KLM’nin kaptanı Van Zanten iyice sabırsızlanarak motorlara güç vermeye başladı. KLM’in 747’si pistte hızlanırken Pan Am uçağı halen aynı pistte C4 taksi yoluna doğru ilerliyordu. Sis nedeniyle çok kısa bir mesafe kala birbirini fark eden iki uçak için çarpışmak artık kaçınılmazdı. KLM uçağı yaklaşık 260 km/s hızla Pan Am uçağına çarptı ve havacılık tarihinin en büyük uçak kazası meydana gelmiş oldu…
Umarız böyle kazalar bir daha hiç yaşanmaz…