Uçakta doğan bir bebeğin vatandaşı olabileceği birden fazla ülke olabilir fakat bu durum, bebeğin ebeveynlerinin vatandaşlığına veya doğum gerçekleştiğinde uçağın hangi ülkenin sınırları içinde olduğuna göre değişiklik gösterebiliyor. Vatandaşlık hakkı ‘jus sanguinis’ (kan bağına bağlı vatandaşlık hakkı) ve ‘jus soli’ (bir devletin sınırları içinde meydana gelen doğumla kazanılan vatandaşlık hakkı) ilkelerine dayanıyor. Uçakta doğan bir bebeğin vatandaşlığı konusunda farklı ülkelerde farklı uygulamalar ve düzenlemeler var. Birleşmiş Milletler’in Vatansızlığın Azaltılmasına Dair BM Sözleşmesi’ni kabul eden ülkeler için geçerli olan kurala göre uluslararası yolculuk yapan uçak veya gemilerde gerçekleşen doğumlarda bebek, uçağın ya da geminin kayıtlı olduğu ülkenin sınırları içinde doğmuş sayılıyor.
Türkiye’de vatandaşlık hakkı 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’na göre belirleniyor. Ancak bebeğin vatandaşlığını belirleyen uçağın hangi ülkenin hava sahasında olduğu ve ebeveynlerinin vatandaşlıkları da bebeğin vatandaşlığını etkileyen değişkenler.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Milletlerarası Özel Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülin Güngör’ün yazdığı “Vatansızlığın Azaltılmasına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin Bazı Hükümlerinin 5901 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu Üzerindeki Etkisi” başlıklı makalede iki düzenlemenin birlikte işleyişiyle ilgili detaylı bilgiye ulaşılabilir.
Mevcut kanunlara ve düzenlemelere göre uluslararası hukukta geçerliliği bulunan bir dünya vatandaşlığı statüsü bulunmuyor, bu nedenle uçakta doğan bir bebeğin dünya vatandaşı olması söz konusu değil. Ancak vatandaşlık hakkı kazandığı ülkelerin pasaportlarına ya da pasaportlarından birine sahip olabilir.
Dünyadaki tüm ülkelere vizesiz giriş sağlayan bir pasaport var mı?
Uçakta doğan bebeklerin vatandaşlık hakları sayesinde sahip oldukları pasaportlarla dünyanın farklı ülkelerine vizesiz giriş çıkışları bu ülkelerin pasaportlarının sağladığı imkânlarla sınırlı. 2017’de yayınlanan Henley & Partners’ın Vize Kısıtlamaları Endeksi ve Passport Index’in Küresel Pasaport Gücü Sıralaması’na göre dünyada en çok ülkeye özgürce seyahat edebilen kişiler Almanya pasaportu sahipleri. Almanya pasaportuyla, Henley & Partners’taki listede 176 farklı ülkeye, bölgeye, Passport Index’teki listede (Singapur pasaportuyla birlikte) 158 ülkeye vizesiz giriş sağlanabildiği görülüyor. Bu listeler her sene değişikliğe uğrayabiliyor. Giriş yapılan ülkelerin sayılarındaki fark ise endeksleri hesaplarken kullanılan metodoloji farkından kaynaklanıyor. Henley & Partners’ın endeksine göre e-vize ve sınır geçişlerinde verilen vizeler de özgür seyahat kapsamına alınıyor. Passport Index ise bu vizeleri de vizeli giriş kabul ediyor.
Henley & Partners’ın raporunda ilettiğine göre dünyada 219 devlet bulunuyor. Bunlardan 199’u vatandaşlarına pasaport sağlıyor ve 193’ü BM üyesi. Raporlardaki ülke sayısı verileri ve Almanya ve Singapur gibi güçlü pasaportların özgür seyahat sağladığı ülkelerin sayıları karşılaştırıldığında dünyadaki tüm ülkelere özgür seyahat imkânı sağlayan bir pasaport bulunmadığı gözüküyor. Bu nedenlerle uçakta doğup pasaport sağlayan herhangi bir ülkenin vatandaşı olan bir bebeğin ömür boyu tüm ülkelere vizesiz girebildiği iddiası doğru değil.