Türkiye, ABD’nin kendisini F-35 savaş uçağı programından çıkarması konusunda yeni bir girişim başlattı. ABD’li şirketten alınacak stratejik ve hukuki danışmanlık hizmetinin, Türkiye’nin programdaki hak kayıplarının giderilmesi amacının taşıdığı ifade ediliyor.
Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) iştiraklerinden SSTEK, Türkiye’nin F-35 savaş uçağı programındaki hakları kapsamında ABD’de yapacağı girişimlere yönelik stratejik ve hukuki danışmanlık hizmeti almak için hareket geçti. Bu kapsamda uluslararası hukuk şirketi Arnold&Porter ile anlaşma imzaladı.
Sputnik’in edindiği bilgilere göre, anlaşma kapsamındaki temel amaç, programa geri dönme ısrarı değil, Türkiye aleyhine oluşan hak kaybının hukuki olarak aranması. Bu kapsamda, resmi olarak teslim edilen F-35 savaş uçaklarının fiili olarak verilmemesi ve yapılan maddi yatırımın da iade edilmemesi konusunda girişimler yapılacak.
Arnold&Porter ile imzalanan anlaşma, 750 bin dolar değerinde ve 6 aylık bir süreyi kapsıyor. Savunma Sanayi Araştırmacısı Anıl Şahin, bu anlaşmaya dair, Sputnik’e şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye toplam 100 adet F-35A tipi savaş uçağı satın almayı taahhüt etmiş ve 6’sının mülkiyetini devralmıştı. Türk şirketleri F-35 uçağı için binden fazla parça üretiyordu. Türk firmalarının hem Ar-Ge hem de üretim aşamalarında çok büyük katkıları oldu. Şu ana kadar milyar dolar seviyesinde para ödendi ve Türkiye’nin yaptığı yatırımlarda kullanıldı. Türkiye’yi F-35 programından atmak, Türkiye’nin haklarını gasp etmek anlamına geliyor. Türkiye, F-35 programından çıkarılacaksa bunun için harcadığı çabanın da geri iadesi gerekiyor. Türkiye’nin yaptığı anlaşmanın da bu konuda olduğu görülüyor. Yani Türkiye, F-35 programında gasp edilen hakları için girişim başlattı.”
Ambargo neden uygulanıyor?
ABD’nin Türkiye’ye F-35 programından çıkarma konusundaki tezlerinin inandırıcılığı olmadığını söyleyen Şahin, “Türkiye defalarca bu konuyu konuşmayı teklif etti ama karşı taraftan net argümanlar gelmiyor. Bu sorunun kesinlikle ikili ilişkilerden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Suriye gibi birçok sahada iki ülke arasındaki ‘stratejik ortaklık’ ilişkisi bozulduğu ve F-35 de stratejik bir uçak olduğu için bu ambargonun uygulandığını düşünüyorum. Diğer yandan da şu anda F-35’in satılmasının gündemde olduğu ülkelerde de Rus menşeili hava savunma sistemleri var” dedi.
‘Türkiye, bu girişimini uzun süre önce başlatması gerekiyordu’
Türkiye’nin F-35 programından çıkarılmasının iki taraf açısından da zararları olduğunu belirten Şahin, şunları ekledi:
“Türkiye, hem zamanında teslimat yapıyor hem kaliteli bir üretim gerçekleştiriyor hem de maliyet etkinlik açısından da öne çıkan bir ülke. F-35’in zaten tedarik zincirinde problem var, bu sebepten dolayı tam oranlı seri üretimi iptal edildi. Türkiye gibi bir ülkenin çıkarılması ABD ve diğer katılımcı ülkelerin zararına olacaktır.”
“Türkiye, ABD’deki bu girişimini aslında uzun süre önce başlatması gerekiyordu” diyen Şahin, “Bu girişim sayesinde ABD’li ticari ortaklar ve F-35 programının paydaşlarına da Türkiye’nin F-35 programından çıkarıldığı zaman kendilerini ilgilendirecek zararların da anlatılacağını düşünüyorum. Çünkü sadece hukuki değil, stratejik destek de verecekler. Sonucu ise zaman içinde göreceğiz” ifadelerini kullandı. (sputnik)