Reisi böyle ölmüş!.. Arkadaki helikopterde yer alan Özel Kalemi Gholam Hossein Esmaili yaşananları anlattı

Reisi'yle birlikte Azerbaycan sınırına giden ekipte yer alan Esmaili; konvoyda en arkadaki helikopterde yer aldığını, o an hava durumunun kötü olmadığını, kaza anında neler yaşandığını ve helikopterde iletişim kurdukları kişiyi anlattı.

Gholam Hossein Esmaili

Reisi’yle birlikte Azerbaycan sınırına giden ekipte yer alan Esmaili; konvoyda en arkadaki helikopterde yer aldığını, o an hava durumunun kötü olmadığını, kaza anında neler yaşandığını ve helikopterde iletişim kurdukları kişiyi anlattı.

Helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin Özel Kalemi Gholam Hossein Esmaili, İran İslam Cumhuriyeti Haber Ağı’na (IRINN) açıklamalarda bulundu.

“KONVOYDA 3 HELİKOPTER VARDI, REİSİ’NİN HELİKOPTERİ ORTADAYDI”

Reisi’yle birlikte Azerbaycan sınırındaki baraj açılışından dönen 3’lü helikopter konvoyunda yer alan isimlerden biri olduğunu söyleyen Esmaili, yolculuk sırasında helikopterlerin arka arkaya ilerlediğini, Reisi’nin helikopterinin diğer iki helikopterin arasında olduğunu, kendisinin ise arkadaki 3. helikopterde yer aldığını söyledi.

“HAVA OLUMSUZ DEĞİLDİ, SİS YERDE VARDI”

“Tebriz yönüne doğru yola çıktık. Hava açıktı ve endişe edilecek bir hava durumu yoktu. Yarım saat havada kaldıktan sonra Sungun bakır madenine ulaşmadan önce küçük bir bulut kümesi oluştu.” diyen Esmaili’ye, sunucu “Sis yok muydu?” diye sordu.

Esmaili, “Yerde sis vardı ama helikopterlerle ilerlediğimiz havada sis yoktu. Ancak küçük ve sıkışık bir alanda, bir uçurumun üzerinde küçük bir bulut parçası vardı. Yükseklik açısından bu bulut bizim uçuşumuzun yüksekliğiyle aynı yükseklikteydi.” diye yanıt verdi.

“BİZE ‘YÜKSEL’ EMRİ GELDİ VE YÜKSELDİK; SONRA REİSİ’NİN HELİKOPTERİ GÖZDEN KAYBOLDU”

Yaşananları anlatmaya devam eden Esmaili, “Aynı zamanda filonun da komutanı olan Reisi’yi taşıyan helikopterin pilotu, diğer pilotlara bulutların üzerine çıkmalarını söyledi. Bulutların üstüne çıktık, yaklaşık 30 saniye ilerledik. Pilotumuz bir anda Başkan’ı (Reisi) taşıyan ana helikopterin kayıp olduğunu fark etti.

Biz ‘yüksel’ emrinin ardından, bulutların üzerine çıktıktan sonra ana helikopteri göremedik. Bizim yükselişimiz zor olmadı. Zaman zaman helikopterde/uçakta türbülans hissedersiniz ama bu uçuşta helikopterin içinde ve yükselirken hiçbir şey hissetmedik. Ve biz yükseldikten sonra etrafta başka bulut yoktu. Yani hava durumunu güvensiz hale getirecek herhangi bir durum yoktu. İlerledik ve bakır madenine yaklaştık.

Ancak pilotumuzun aniden U dönüşü yaptığını fark ettik ve ona nedenini sordum. Helikopterlerimizden birinin kayıp olduğunu söyledi. ‘Acil iniş yaptıklarını tahmin ediyoruz çünkü telsiz bağlantımız koptu’ dedi. Ben de ona en son ne zaman temas kurulduğunu sordum. Pilot, ‘Bir dakika, 30 saniye önce, pilot bize bulutların üzerine çıkmamızı söylediğinde’ dedi.

Pilotumuz bölgenin etrafında birkaç kez tur attı ama aşağısı sisli olduğu için bir şey görünmüyordu ve o bölgeye girmek bizim için de çok riskliydi. Telsiz bağlantısı kurmakta başarısız olunca Sungun bakır madenine iniş yapmak zorunda kaldık.

“DÜŞEN HELİKOPTERDE BİR KİŞİ TELEFONUMUZU AÇTI VE ONUNLA KONUŞTUK”

Helikopterdekilerle sürekli iletişim kurmaya çalıştık. Birkaç denemeden sonra bir kişinin telefonuna ulaştık. Telefonu, Tebriz Cuma İmamı Ayetullah Ali Haşim açtı. Bize kendini iyi hissetmediğini söyledi. Ona tam olarak ne olduğunu ve nerede olduklarını sordum. Nerede ve neler olduğunu bilmediğini söyledi. Sadece görebildiklerini anlattı bize; etrafın ağaçlarla çevrili olduğunu söyledi. Ona diğerlerinin durumunu sordum. Ayetullah Haşim, yalnız olduğunu ve kimseyi göremediğini söyledi.

Bakır madeni, ambulans ve gerekli araçları temin için iyi imkanlara sahipti. Merkeze (Tahran’a) durumu anlatıp acil yardım talebinde bulunduk ve onları aramaya koyulduk.” ifadeleriyle kriz anında yaşanları tek tek anlattı.

Exit mobile version