Geçtiğimiz hafta, Ukrayna istihbaratının Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Savunma Bakanı Andrey Belousov’a yönelik suikast planı ortaya çıktı. ABD’nin müdahalesiyle engellenen bu plan, bölgedeki gerilimlerin nasıl tırmanabileceğini gözler önüne serdi. Ukrayna istihbaratının planladığı suikast ortaya çıktı
Geçtiğimiz hafta Ukrayna istihbaratının Putin ve Belousov’a yönelik suikast düzenlemek istediği ancak ABD yönetiminin saldırıyı engellediği açığa çıktı.
ABD, Putin ve Belousov’a yönelik suikast planını durdurdu!
Geçtiğimiz hafta, Ukrayna istihbaratının Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Savunma Bakanı Andrey Belousov’a yönelik bir suikast düzenlemek istediği ortaya çıktı.
Rus yetkililere göre, ABD bu planı öğrendiğinde Kiev yönetimine baskı yaparak saldırıyı engelledi.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in durumu ciddiye aldığını ve bunun, Washington’ın Ukrayna’yı eylemlerinden vazgeçirmesine yol açtığını belirtti.
Söz konusu gelişmeler, 28 Temmuz 2024’te Rusya’nın Donanma Günü’nde St. Petersburg’da gerçekleşen askeri geçit töreni sırasında meydana geldi.
Tören sırasında Putin ve Belousov da hazır bulunmuştu. Ryabkov’a göre, Ukrayna’nın gerçekleştirmek istediği suikast gerçekleştirilseydi, bu olay ABD ve Rusya arasında “kontrolsüz bir çatışmaya” neden olup ABD’nin Ukrayna’ya verdiği desteğin ciddi şekilde sorgulanmasına sebebiyet verecekti.
Ukrayna’nın suikast planı ve ABD’nin müdahalesi
New York Times’a göre, Ukrayna’nın bu planı, gizli bir operasyon olarak tasarlanmıştı ve ABD, Rusya’dan aldığı bilgiler doğrultusunda Ukrayna’yı bu eylemden caydırmaya çalıştı. Ancak, Ukrayna’nın gerçekten böyle bir operasyonu planlayıp planlamadığı net değil.
Olayın ardından, Ukrayna’nın askeri istihbarat birimi, 28 Temmuz’da Rusya’daki çeşitli hedeflere insansız hava araçlarıyla saldırı düzenledi. Bu saldırılardan biri Kursk bölgesindeki bir petrol tesisine, bir diğeri ise Kstovo’daki bir petrol rafinerisine yönelikti.
Bu olaylar, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı daha saldırgan bir tutum sergilemeye başladığını ve bu tür operasyonların potansiyel olarak büyük uluslararası krizlere yol açabileceğini göstermektedir. ABD’nin araya girmesi ve saldırıyı engellemesi, bu tür bir krizin önüne geçme girişimi olarak değerlendiriliyor.
Moskova tarafı, bu tür saldırılara karşı her zaman tetikte olduğunu ve kendi güvenliğini koruma konusunda kararlı olduğunu belirtirken Ryabkov da Ukrayna’nın saldırı planlarının öğrenilmesi ve ABD’nin müdahalesi sonucu, büyük bir krizden kaçınıldığını vurguladı.
ABD’nin Ukrayna’nın suikast planını engellemesi, hem ABD’nin Ukrayna üzerindeki etkisini hem de Rusya ile olan gergin ilişkilerin nasıl yönetildiğini gözler önüne seriyor. Her ne kadar bölgede bir savaş ve çatışma söz konusu olsa da ABD yönetimi, Putin’in ya da Rusya’nın önde gelen kabine üyelerinden birinin suikastının neler doğurabileceğini ve çatışmaların seyrini nasıl değiştirebileceğini tahmin edebiliyor.
Sonuç olarak, Ukrayna’nın Rusya liderlerine yönelik olası suikast planı ve ABD’nin müdahalesi, bölgedeki gerilimlerin ne kadar yüksek olduğunu ve bu tür olayların ne kadar tehlikeli olabileceğini göstermektedir. Bu olay, hem Ukrayna hem de Rusya’nın gelecekteki adımlarını dikkatle izlemeyi gerektiriyor.