Amerika Birleşik Devletleri Avrupa Komutanlığı’nın (EUCOM), MQ-9 cinsi insansız hava aracının Rus SU-27 savaş uçağı tarafından düşürülmesi iki ülke arasındaki gerilimi artırdı. Haber 7’ye konuşan uzmanlar, son gelişmeleri değerlendirdi.
Ukrayna Rusya savaşının birinci yıl dönümünün geride kaldığı bu günlerde Washington ile Moskova arasında gerilimi artıracak bir hadise meydana geldi. Karadeniz’deki uluslararası sularda keşif yapan ABD menşeili MQ-9 cinsi insansız hava aracı, Rusya’nın son teknoloji SU-27 savaş uçağı tarafından düşürüldü.
Amerika Birleşik Devletleri Avrupa Komutanlığı’ndan (EUCOM) yapılan yazılı açıklamada, konuyla ilgili olarak “Sabah saat 7.30 sularında Rus Su-27’lerinden biri MQ-9’ın pervanesine çarptı. ABD Kuvvetleri MQ-9’u Karadeniz’de uluslararası sulara düşürmek zorunda kaldı. Çarpışmadan önce Su-27 uçağı düşüncesizce, çevreye zarar vererek, gayri profesyonel bir şekilde MQ-9’un üzerine yakıt püskürttü ve önünde uçtu. Bu olay güvensiz ve gayri profesyonelliğin yanı sıra beceriksizliğin göstergesidir” ifadelerine yer verildi.
Güvenlik ve dış politika uzmanı Prof. Dr. Talha Köse ile Savunma Strateji ve Güvenlik Uzmanı Yusuf Alabarda, iki ülke arasındaki sıcak gelişmeyi Haber 7’ye yorumladı. Prof. Dr. Köse, Nord Stream sabotajının üzerinde dururken, Alabarda; ABD ve Rusya’nın yeni bir gerilimi istemeyeceğini öne sürdü. İşte, uzmanların özel açıklamaları:
ABD’NİN ÖZEL SİLAHIYDI
Karadeniz’de yaşanan gerilime dair ilk görüşlerini Haber 7 ile paylaşan Prof. Dr. Talha Köse, ABD’nin uluslararası sularda düşürmek zorunda kaldığı İHA’sının özel yapım oluşunu ve çok fazla ihraç edilmeyişini şu ifadelerle anlattı:
“Gerilim zaten sürüyor ama iki taraf bugüne dek birbirlerini doğrudan hedef almamaya gayret gösterdiler. Mümkün olduğunca ABD-Rusya ve Rusya-NATO gerilimine dönüşmesi istenmemişti. Eğer ABD’nin Ukrayna’ya doğrudan müdahalesi varsa ve Ruslar bunu tespit etmişlerse buna yönelik tepki gösterme girişiminde bulunmuş olabilirler. ABD’nin düşen İHA’sı dışarıya çok fazla verilen bir silah değil. Dolayısıyla Rusya’nın bu adımı ABD’nin oradaki etkinliğini kısıtlamaya yönelik bir hamle olarak okunabilir. Buradan ABD’nin Ukrayna’ya bu silahı verip vermediği sorusu öne çıkıyor. Eğer verildiyse iki ülke arasındaki angajmanın düzeyi değişmiş olabilir. Yani normal şartlarda belirli düzeydeki silahları vermiyordu ABD.”
NORD STREAM CEVABI
Almanya ile Rusya arasındaki Nord Stream boru hatlarında meydana gelen üç büyük patlamadan sonra sabotaj iddiaları gündeme oturmuştu. Prof. Dr. Köse, Rusya’nın İHA’yı düşürerek bir mesaj vermeye çalıştığına değindi:
“Tabi bu İHA’lar hangi bağlamda, ona da bakmak lazım… Romanya gibi Karadeniz’e kıyısı olan NATO ülkeleri de var. Dolayısıyla hangi misyonda olduğuna bakmak lazım. Şu aşamada açıklamalara çok da itibar edemeyiz. Ülkeler ilk etapta durumu kurtarmaya yönelik ifadelere yer verir. Belki denildiği gibi kazayla da gelişmiş olabilir. Bundan sonraki süreçte ne gibi tepkiler verilecek ona da bakmak lazım… Önümüzdeki birkaç gün içerisindeki pozisyona bakmak gerekiyor. ABD, Rusya’ya ufak çaplı da olsa karşılık verebilir. Bu Ukrayna’da veya başka bir yerde olabilir. Fakat durumu tam olarak analiz etmek şart… Bu Nord Stream hattına yapılan sabotaja yönelik tepki de olabilir. En yakın zamanda ABD’nin doğrudan angajmanı Nord Stream üzerineydi… ‘Acaba Rusya ona mı tepki verdi?’ diye düşünülebilir. Doğrudan böyle yorumlayamayız ama tabloya baktığımızda seçenekler arasında bu da öne çıkıyor.”
GERİLİMDEN YANA DEĞİLLER
SU-27’nin insan komutasında, İHA’nın ise insansız sistemde oluşu nedeniyle meselenin güçlükle çözülebileceğini belirten Yusuf Alabarda, iki ülkenin gerilimden yana olmayışını şu şekilde anlattı:
“Nerede düştüğünü bilmiyoruz. Ancak Karadeniz’deki uluslararası alanda bu çarpışma gerçekleştiyse, insanlı sistemlerde ne tür bir angajmana girildiği konusuna bakılır. Tabi bir tanesinin uçak, bir tanesinin insansız sistem olması olayın anlaşılmasını güçleştirebilir. Yani bir F-16 ile SU-27 arasında bir şey gerçekleşseydi yapılan telsiz görüşmelerine bakılırdı. Burada ise insansız sistemin ve uçağın radar izine bakılabilir. Eğer ABD’ye ait sistem, uluslararası bir bölgede olmayıp, Ukrayna veya Rusya’ya yakınlıktaysa farklılık arz eder. Değilse, konuyla ilgili radar izinde kim kime daha şiddetle yaklaştı, buna bakılır ve karar bu doğrultuda alınır. Tabii ki bu gerginliğin artması anlamına gelir. Sanırım ABD ve Rusya bu anlamda gerginliğin artmasını istemeyecektir.”