Saatlerce uçtunuz, hayalinizdeki ülkeye indiniz, pasaport kontrolüne yürüdünüz… Ancak memur pasaportunuza baktı, yüzünü buruşturdu ve sizi kenara çekti. Dakikalar sonra o korkunç kelimeyi duydunuz: “INAD”. Bu, bir yolcunun başına gelebilecek en büyük kâbusun, yani tatilin başlamadan bitmesinin resmi adıdır.
Bu, havacılıkta “kabul edilemez yolcu” (Inadmissible Passenger) anlamına gelen, kimsenin duymak istemediği bir terimdir. Peki, bu damgayı yerseniz tam olarak başınıza neler gelir?
“INAD Etmek” Ne Demek? (Kabul Edilemez Yolcu Damgası)
INAD etmek, en basit tabiriyle, “gitmek istediğiniz ülkenin sizi sınırları içerisine almayı reddetmesi” demektir. Bu kararı havayolu şirketi değil, o ülkenin sınır polisi veya pasaport kontrol memurları verir.
Siz o çizgiyi geçtiğiniz anda, artık havayolunun değil, o ülkenin güvenlik birimlerinin misafirisinizdir. Ve eğer belgelerinizde bir sorun varsa, o andan itibaren “istenmeyen yolcu” statüsüne alınırsınız.
Felakete Giden En Yaygın Hatalar: Neden INAD Edilirsiniz?
Bu kâbusun yaşanmasının nedeni genellikle basit ama affedilmeyen belge eksiklikleridir. Sınır polisi sizi geri çeviriyorsa, bunun en yaygın nedenleri şunlardır:
- Geçersiz Vize: Vizenizin süresi dolmuş olabilir, yanlış vize türüne başvurmuş olabilirsiniz veya vizeniz sahte çıkabilir.
- Kayıp Transit Vize (En Sinsi Hata!): Belki de sadece başka bir ülkeye aktarma yapıyordunuz. Ancak aktarma yapacağınız ülke (transit bölge) sizden transit vize istiyorsa ve sizin bu vizeniz yoksa, uçağa bile alınmayabilir veya vardığınızda ilk uçakla geri gönderilebilirsiniz.
- Geçersiz Pasaport: Pasaportunuzun süresi bitmişse, yırtılmış veya hasar görmüşse, sınır polisi sizi kabul etmeme hakkına sahiptir.
- Diğer Güvenlik Sebepleri: Ülkenin kamu güvenliği için bir tehdit olarak görülmeniz (kara listede olmanız vb.).
Kâbus Başlıyor: INAD Edilince Başınıza Neler Gelecek?
“INAD” damgasını yediğiniz an, sorumluluğunuz tamamen sizi oraya getiren havayolu şirketine geçer. Sivil havacılık kanunları bu konuda çok nettir: “Havayolu, getirdiği yolcuyu geri götürmek zorundadır.”
İşte o an yaşanacaklar:
- Polis Eşliğinde Devir: Sınır polisi, sizi ve tüm eşyalarınızı (valizleriniz dahil) sizi getiren havayolu şirketinin yetkililerine teslim eder.
- İlk Uçakla Geri Dönüş: Havayolu şirketi, sizi geldiğiniz ülkeye geri götürmekle yükümlüdür. Eğer sizi getiren uçak henüz geri dönmemişse ve içinde yer varsa, çoğunlukla aynı uçakla geldiğiniz yere geri gönderilirsiniz.
- “Havalimanı Hapsi”: Eğer o uçak doluysa veya geri dönmüyorsa, kâbusun en zorlu kısmı başlar. Havayolu, sizi bir sonraki uygun uçağa bindirmek zorundadır. Bu süreçte, havalimanının özel “dinlenme alanlarına” (Holding Area) alınırsınız ve bu bekleyiş bazen günlerce sürebilir!
Bu Kâbusu Yaşamamak İçin Altın Kural!
Bu felaketi yaşamamak için tek bir kural var: BELGELERİNİZİ KONTROL EDİN!
Yurt dışına çıkmadan önce gideceğiniz ülkenin vize şartlarına ve pasaport geçerlilik sürenize baktığınızdan emin olun. En önemlisi, eğer aktarmalı bir uçuş yapacaksanız, aktarma yapacağınız ülkenin transit vize kurallarını defalarca kez kontrol edin. Aksi takdirde, hayalinizdeki tatil, bir havalimanı bekleme odasında sinir kriziyle son bulabilir.
