Bir havayolunun en büyük kâbusu nedir? Yere inen uçaklar… Air Austral için bu kâbus, tam 4 yıldır bitmek bilmeyen bir motor arızası serisine dönüştü. Şirket sonunda isyan bayrağını çekti: Pratt & Whitney motorlarındaki sorunlar nedeniyle tüm Airbus A220 filosunun işletmesini durdurdu ve o uçakların yerine A320neo siparişi verdi.
Bu, sadece bir filo değişikliği değil; bu, bir teknolojiden vazgeçişin ve 4 yıllık bir hayal kırıklığının en net ilanı.
Bitmeyen Çile: 3 Uçaktan 2’si Zaten Yerdeydi!
Air Austral’in dramı, 2021 yılında filosuna kattığı 3 adet modern Airbus A220-300 uçağı ile başladı. Kağıt üzerinde bu uçaklar verimli ve moderndi. Ancak tek bir sorun vardı: Üzerlerindeki Pratt & Whitney GTF PW1500G motorları.
Bu motorlar, havayolu için tam 4 yıldır giderilemeyen teknik sorunlara ve sürekli aksayan bölgesel seferlere neden oldu. Kriz o kadar büyüdü ki, şirket Eylül ayında radikal bir karar almak zorunda kaldı.
Havayolunun filosundaki 3 adet A220 uçağından 2 tanesi zaten uzun süredir kullanılamıyordu ve yerde yatıyordu. Kalan tek bir uçakla ise operasyonları sürdürmek imkânsız hale gelmişti.
Radikal Çözüm: “Pratt & Whitney’den Uzak Durun!”
Yönetim, bu “motor lanetini” kırmak için masaya oturdu ve hem Airbus hem de Boeing ile görüştü. Sonunda karar verildi: Sorunlu A220’lerin yerini, iki adet Airbus A320neo alacak.
Şirket, bu uçaklar için leasing firması Macquarie AirFinance ile niyet mektubunu (LOI) imzaladı. Uçakların Mart ve Mayıs 2027’de teslim edilmesi planlanıyor.
Ancak bu anlaşmadaki en kritik detay, motor tercihi. Şirket henüz resmi bir açıklama yapmasa da, kulislerdeki kesin bilgi: Air Austral, bu yeni uçaklar için CFM Leap-1 motorlarını tercih edecek.
Bu, bir daha Pratt & Whitney GTF motorlarında yaşanan sorunları asla yaşamamak için atılmış bilinçli ve stratejik bir adımdı.
“Büyümek İçin Bu Adım Şarttı”
Air Austral Genel Müdürü Hugues Marchessaux, kararı şu sözlerle savundu: “Bu adım, orta menzilli operasyonlarımızı sürdürülebilir şekilde güçlendirmek ve büyümeyi desteklemek için önemli bir adımdır.”
Bu, Air Austral’in sadece uçak değiştirmekle kalmayıp, operasyonel felakete neden olan bir teknolojiye karşı en net tavrı aldığı bir “istikrar” operasyonu olarak kayıtlara geçti. Şirket, şimdi bir yandan da 2030’a kadar tamamlanacak uzun menzilli filo yenileme çalışmalarına odaklanacak.
