Uzaylı araştırmasının başındaki isim konuştu: Güneş’in en yakın komşusundan gelen radyo sinyalinde son gelişmeler neler?

Voyager uzay aracı tarafından görüntülenen gezegenlerin montajı (NASA)

Aralık 2020’de, kapsamlı uzaylı araştırmalarına liderlik eden gökbilimciler, Güneş’e en yakın yıldız olan Proxima Centauri yönünden geldiği düşünülen gizemli bir radyo dalgası yayılımı tespit etmiş ve bu durum astronomları heyecanlandırmıştı.

Zira uzayda yaşamın kanıtlarının arandığı, yüksek bütçeli Breakthrough Listen projesi kapsamında BLC1 (Breakthrough Listen Aday 1) adı verilen bu radyo sinyali, insan yapımı araçlardan ve uydulardan gelen sinyallere hiç benzemiyordu. Yıldızın yörüngesindeki Proxima b gezegenin yaşamı destekleyebileceği iddiası da gökbilimcilerin sinyalden heyecan duymasını sağlıyordu.

Söz konusu sinyalle ilgili araştırmalar sürerken, birçok kişi Proxima Centauri’de hayat olup olmadığını ve bilim insanlarının uzaylı arayışında ne kadar yol kat ettiğini merak ediyor. Bu nedenle Breakthrough Listen araştırma projesinin bağlı olduğu Breakthrough Initiatives’in yöneticisi Simon Peter Worden, son röportajında BLC1 sinyaline ve uzaylı arayışına dair merak edilen soruları yanıtladı.

Proxima Centauri sinyaline dair araştırma sona yaklaştı

Söz konusu radyo sinyalı, ilk kez 2019’un nisan ve mayıs aylarında Parkes teleskobu tarafından, 30 saatlik gözlemler sırasında keşfedilmişti. Ve bazıları onun, 1977’de Ohio’daki Big Ear Radio Gözlemevi’nin yakaladığı “Vay canına” isimli sinyalden sonra uzaylı iletişimi açısından en ciddi aday olduğunu iddia etmişti.

Öte yandan, “Sinyalle ilgili bulgularımızı sunmak üzereyiz” diyen Worden, uzaylı avcılarını üzecek açıklamalarda bulundu. Worden, “Bunun bir parazit olduğundan neredeyse eminiz” dedi ve ekledi:

Detaylara giremiyorum. Ancak niyetimiz bunun bir çeşit yol gösterici olmasıydı, bu yüzden bize sunulan fırsattan memnunuz. Temel sınama yöntemimizi geçen ilk sinyal oldu. Bizim için kilit nokta, ‘ya öyleyse’ kısmını atlatmaktı: ‘Ya oysa, ya buysa, peki parazitin kaynağı nedir? Yani bu çalışmayla hepsini neredeyse tamamladık.

Bilim insanları BLC1 sinyalinden hangi dersleri çıkardı?

Gökbilimciler, uzaylıları aramak için büyük çaba sarf etse de onların nasıl iletişim kurabileceğini hala bilmiyor ve evrendeki tüm doğal radyo dalgası kaynaklarını tanımlamış değil.

Ancak Dünya dışında gelişmiş olası bir medeniyetin tıpkı insanlar gibi teknolojik araçlara sahip olacağı ve bu araçların uzay boşluğuna bazı ipuçları bırakacağı düşünülüyor. Bilim insanları, aramayı sürdürdüğü bu ipuçlarına “tekno imza” ismini veriyor.

Dolayısıyla, “teknolojik” görünen ve doğal nedenlerle kolayca açıklanamayan sinyaller tespit edildiğinde uzaylılara ait tekno imzalar akla geliyor.

Öte yandan Woden, “Tekno imza olduğu kanıtlanana kadar her sinyal ‘masumdur'” ilkesini benimsediklerini ifade ediyor:

Açıkçası, ilk iş, herhangi bir sinyalin tekno imza olduğunu veya olabileceğini doğrulamak için ağlar kurmaktır. Biz de bunun üzerinde çalışıyoruz. Bir sinyal ne kadar ilginç olursa olsuni farklı araçlar ve araştırmacılar tarafından onaylanana kadar rastgele bir sinyaldir.

Sonuç olarak, tekno imza alanını bir kez daha meşru bir bilimsel mesele haline getirmek istiyoruz. Şimdi bu yoldayız.

Independent Türkçe, Space, Livescience

Exit mobile version